Başlangıç Tarihi: 01.01.2020
Bitiş Tarihi: 31.12.2024
Olof Palme International Center desteğiyle yürüttüğümüz bu proje kapsamında, 2020 yılından bu yana Türkiye’deki sivil toplumun yeni bir barış sürecinin yeniden başlaması ve devam etmesi çabalarında daha etkin bir rol alması ve böylece sivil toplumun barış savunuculuğu alanına katkıda bulunmasına yönelik kapasite geliştirme ve araştırma faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Proje boyunca, barış savunuculuğunu ulusal ve uluslararası düzeyde güçlendirmek, daha görünür kılmak ve genç aktivistlerle iş birliğini güçlendirmek adına birçok faaliyet düzenledik.
Bu projemizle Türkiye’de sivil toplumun barış savunuculuğuna ve olası yeni bir barış sürecine katkı sunma kapasitesini artırmayı hedefliyoruz. Bu genel hedef doğrultusunda proje yeni bir barış sürecinin inşasında önemli olan konu başlıklarında bilgi üretimini artırmayı, kurumlar arasında işbirliğini güçlendirmeyi ve gençlerin barış alanıyla kurduğu ilişkiyi cesaretlendirmeyi hedefliyor.
Kırk yıla yakın bir süredir devam eden silahlı çatışmayı sona erdirmek ve Kürt meselesine barışçıl ve demokratik bir çözüm bulmak hedefiyle 2013 yılında başlayan ve kamuoyunda “Çözüm Süreci” olarak da bilinen görüşmeler, 2015 yılında başarısızlıkla sonuçlandı. Bu iki yıllık süreç, Kürt meselesine ve meselenin siyasi çözümüne dair tartışmaların daha çeşitli kesimler tarafından yapıldığı, kısmi politika değişiklikleriyle demokratik alanın genişlediği bir ortam oluşturdu. Sürecin bitmesiyle beraber tekrar yoğunlaşan çatışmalar, Kürt meselesi etrafındaki tartışmaları barış ve çözüm ekseninden tekrar savaş ve terör eksenine kaydırdı. 15 Temmuz 2016 tarihinde başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi ve sonrasında yürürlüğe giren OHAL rejimiyle beraber, temel insan hak ve özgürlüklerinin daha fazla ihlal edildiği, sivil alanın gözle görülür şekilde daraltıldığı, milliyetçiliğin ve militarizmin dilinin hakim olduğu bir ortam oluştu. Yapılan araştırmalarda, çözüm sürecine katılımlarının sınırlı bir düzeyde gerçekleştiği görülen sivil toplum kuruluşları, sürecin akamete uğramasından sonra daha zor şartlar altında çalışmalarını devam ettirmek zorunda kaldılar. Yaşanan tüm bu zorlu süreçler, siyasal barış tartışmalarını daha ısrarlı bir şekilde gündeme getirme zorunluluğunu beraberinde getirdi.
Bu proje kapsamında; adem-i merkeziyet, silahsızlanma ve geçiş dönemi adaleti gibi konularda çözüm sürecinin analizinin yapıldığı ve dünyadaki iyi örneklerin Kürt meselesi ile karşılaştırmalı verildiği bir dizi rapor hazırladık. Bununla beraber, barış alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarındaki işbirliğini artırmak ve barış savunuculuğunu daha görünür kılmak için çeşitli atölyeler ve eğitimler düzenledik. Proje kapsamında, barış savunuculuğu alanında daha etkin faaliyet göstermek ve barış aktivizmi alanına katkıda bulunmak isteyen gençlerle çeşitli atölye, eğitimler ve inceleme ziyaretleri gerçekleştiriliyor.
2022 yılında dünyada ve Türkiye’de hakikat arayışı, ırkçılık, adalet talebi ve toplumsal barışa dair farklı deneyim ile yaklaşımları konuştuğumuz bir çevrimiçi panel serisi düzenledik.
Türkiye’de yeni bir barış sürecinin doğması ihtimalinin uzak göründüğü bugünlerde, bir yandan da geçmişle yüzleşme siyasi alanda yeniden tartışılmaya başlandı. Bu çatlağın sesini çoğaltmak amacıyla planladığımız beş oturumda hak mücadelesi alanında köklü bir birikime sahip sivil toplum örgütleri ile eleştirel araştırmacıların çalışmalarını görünür kılarak toplumsal hafıza, ırkçılık ve yüzleşme gibi meseleleri daha geniş bir kesimle birlikte tartışmayı amaçlıyoruz. Dünyada ve Türkiye’de hakikat arayışı, ırkçılık, toplumsal barış ve adaletin hem cezalandırıcı hem de onarıcı mekanizmaları ile ilgili farklı yaklaşımlara yeni bir alan açacağımızı ümit ediyoruz.
Panel temaları, Hafıza Merkezi’nin ana çalışma alanlarını yansıtmakla birlikte, Türkiye’de barış inşasına yönelik çalışmaların yapısal unsurlarını teorik ve pratik bağlamlarda tartışmayı mümkün kılacak şekilde seçildi.
2022 yılında başlattığımız Geçmişi Konuşmak, Barışa Alan Açmak başlıklı çevrimiçi panel serisine 2023’te de devam ettik. Yeni seride dünyada ve Türkiye’de hakikat ve adalet arayışı, hafıza sahaları, hafızalaştırma, onarıcı adalet ve toplumsal barışa dair farklı deneyim ile yaklaşımları ve bunların etkilerini tartıştık.
Türkiye’de yeni bir barış sürecinin doğması ihtimalinin pek yakın görünmediği bugünlerde, geçmişle yüzleşme ve onarıcı adalet kavramları barış talep eden öznelerce hem sivil hem siyasi alanda konuşulmaya devam ediyor. Bu sesi daha çok yükseltmek amacıyla beş farklı oturumda adalet ve hafızalaştırma alanlarında mücadeleler vermiş, köklü birikimlere sahip öznelerin ve eleştirel araştırmacıların çalışmalarını görünür kılarak toplumsal hafıza, adalet arayışı, hafızalaştırma, sanat ve onarıcı adalet gibi meseleleri daha geniş bir kesimle birlikte tartışmayı hedefliyoruz. Dünyada ve Türkiye’de adalet arayışı, toplumsal barış ve adaletin hem cezalandırıcı hem de onarıcı mekanizmaları ile ilgili farklı yaklaşımlara ilişkin yeni alanlar açacağımızı ümit ediyoruz.
Diyarbakır Suriçi ve Lefkoşa, şiddet ve baskı mekanizmalarıyla fiziki ve anlatısal olarak bölünen iki kent. Hafıza Merkezi ve Home for Cooperation (Dayanışma Evi) ortaklığıyla 2022 yılının Ekim ve Kasım aylarında yürütülen bu çalışma kapsamında iki kentin mekânsal hafızasının izini sürmek için atölyeler düzenledik. Çatışmalı ve Bölünmüş Kentlerde Mekânsal Hafıza: Diyarbakır ve Lefkoşa başlıklı video, bu atölyelerin hikâyesini anlatıyor.
Sempozyumda yapılan sunumların video kayıtlarını izlemek için tıklayın.
* Proje hakkında sorularınızı info@hafiza-merkezi.org adresine yazabilirsiniz.
** Görsel alanda kullandığımız illüstrasyon: Moldovalı sanatçı Dumitru Ochievschi’nin Fine Acts tarafından yürütülen The Greats projesi için hazırladığı Support Your Fellow Human isimli eser (CC-BY-NC-SA).