Hafıza Merkezi olarak 2020 yılında başlattığımız Hafıza ve Gençlik programının üçüncü dönemi, Ocak 2025 itibarıyla tamamlandı. Program kapsamında, Türkiye’nin farklı şehirlerinden ve toplumsal kesimlerinden gelen gençleri toplumsal hafıza ve geçmişle yüzleşme konularıyla buluşturduk. Onların bu alanlara dair merakını artırmayı, farklı hafızalar ve deneyimler arasında diyalog kurmalarını desteklemeyi amaçladık. Program boyunca, gençler geçmişin izini sürerek bugünün mücadelelerini tartıştı ve kolektif veya bireysel projeler üreterek hafızalaştırma çalışmalarına katkıda bulundu.
Bu çalışmaların daha geniş kitlelere ulaşması için artık programımıza özel bir web sitemiz var: hafizavegenclik.org!
Yeni web sitemiz, programın içeriğini, düzenlenen atölyeleri, katılımcıların projelerini ve etkinlikleri bir arada sunuyor. Programın her döneminde üretilen çalışmaların görünürlük kazanmasını sağlarken, toplumsal hafıza ve geçmişle yüzleşme üzerine düşünen herkes için bir kaynak oluşturuyor.
Üçüncü Dönem Tamamlandı: Gençlerden Yeni Hafızalaştırma Projeleri
Üçüncü dönem katılımcıları, program boyunca edindikleri bilgi ve deneyimleri hafızalaştırma pratiklerine dönüştürerek projeler geliştirdi. Bu projeler, farklı toplumsal hafıza meselelerine odaklanan, kişisel ya da kolektif anlatılar içeren özgün çalışmalar oldu. Görsel-işitsel içeriklerden yazılı çalışmalara, dijital hafızalaştırma girişimlerinden saha araştırmalarına kadar geniş bir yelpazeye yayılan projeler, gençlerin toplumsal hafızayla kurdukları ilişkiye dair güçlü bir çerçeve sunuyor. Yakında, üçüncü dönem katılımcılarının projelerini duyurmaya başlayacağız. Bu projeler, hafızalaştırma alanında yeni yaklaşımlar geliştirmek isteyen herkes için ilham verici içerikler barındırıyor.
Hafıza ve Gençlik Programı Nedir?
Hafıza ve Gençlik, gençlerin toplumsal hafıza ve geçmişle yüzleşme konularına dair eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerini, diyalog kurmalarını ve hafızalaştırma çalışmalarına katılım göstermelerini teşvik eden bir öğrenme programıdır. Program kapsamında:
- Katılımcılar, hafıza, insan hakları ve adalet gibi konular üzerine atölyelere katılıyor.
- Seminerler, paneller ve saha ziyaretleriyle teorik bilgileri pratiğe dönüştürüyorlar.
- Yereldeki tanıklar, aktivistler ve sivil toplum kuruluşlarıyla buluşarak toplumsal hafızanın inşa süreçlerini yerinde gözlemliyorlar.
- Kolektif ya da bireysel olarak geliştirdikleri projelerle hafızalaştırma alanına somut katkılar sunuyorlar.
- Türkiye'deki ve uluslararası inisiyatiflerle işbirliği yaparak, yöntem ve deneyim paylaşımı sağlıyorlar.
Bu etkinliklerin tüm detayları, gençlerin deneyimleri ve projeleri artık hafizavegenclik.org adresinde! Sizleri, gençlerin ürettiği içerikleri keşfetmeye, toplumsal hafıza çalışmalarıyla ilgilenen herkes için bir kaynak niteliğinde olan bu platformu incelemeye davet ediyoruz!
Katılımcıların projeleri
Programın ilk iki dönemi katılımcıları tarafından emek ve çaba ile hazırlanan hafızalaştırma çalışmalarına dair detayları ve linkleri aşağıda bulabilirsiniz!
Birinci Dönem:
- Göz Kararı: Akarsu Demirkol, Burçin Bahar Güler, Sidar Tekin ve Zeynep Kılıç birlikte çalışarak aileleri ve yakın çevrelerinde etsiz yöresel yemeklerin izini sürerek yemeğin yalnızca bir tarif değil, aynı zamanda kolektif hafızanın ve duyguların taşıyıcısı olduğunu keşfetti.
- Mekânın Cinsiyeti: Seval Siğinç’in hazırladığı Mekânın Cinsiyeti blogu, farklı sosyal arka planlardan ve nesillerden kadınların mekân deneyimlerini biriktirerek kolektif bir hafıza yaratmayı amaçlıyor.
- Dans, Mekân, Hafıza: Nazlı Durak, daha önce hiç görmediği Hasankeyf’in mekân hafızasını beden ve dans yoluyla aktardığı bir performans gerçekleştirdi ve bu süreci bir günce ile belgeledi.
- Hafızayı Queerleştirmek: Berfin Atlı’nın yürüttüğü bu çalışma, queer öznelerin kişisel ve mahrem eşyalarla kurduğu ilişkiyi inceleyerek, bu nesnelerin kolektif hafıza süreçlerinde nasıl birer sembole dönüştüğünü gösteriyor.
- Öldürülmeselerdi Arkadaşlarımız Olacaklardı: Yasemin Soydan, Medzan Nakçi ve Xemgîn Yusuf Görücü’nün yazdığı e-kitap, 2000 yılından itibaren Kürt illerinde öldürülen çocukların hikâyelerini anlatıyor.
İkinci Dönem:
- Benim Adım Newala Qesaba: Pelda Vesek’in çektiği belgesel, Siirt’te “Kasaplar Deresi” olarak bilinen Newala Qesaba’da yaşanan tarihî ve toplumsal olayların görünür kılınmasını, hakikatlerin açığa çıkarılmasını ve bu vesileyle adaletin tecellisine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
- Taş Atan Çocuklar: Zilan Turgut’un yazdığı e-kitap 2006’daki Terörle Mücadele Kanunu (TMK) değişikliği kapsamında yargılanan dört ve 2010’daki düzenleme sonrası yargılanan üç “TMK mağduru” katılımcıyla gerçekleştirilmiştir.
- Kayıtların Derinliklerinde: Berfin Kübra Ceyhan ve Ozan Polat’ın hazırladığı dijital harita belirli dönemlerde kriminalleştirildiği için saklanmak ya da gömülmek zorunda kalan müzik kasetlerinin izini sürerek, bu kasetlerin serüvenlerini hafızalaştırmayı amaçlamaktadır.