Cumartesi Anneleri/İnsanları, 997. hafta buluşmalarında 4 Mayıs 1992 tarihinde İstanbul’da gözaltında kaybedilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetlerini sordu, adalet talep etti, 4 Mayıs 2024. Fotoğraf: Hayri Tunç

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 4 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirdiği 997. hafta buluşmasını insan hakları örgütleri olarak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) standartlarına riayet ederek gözlemledik ve yaşanan ihlalleri raporladık. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Uluslararası Af Örgütü ile birlikte yürüttüğümüz bu ortak izleme çalışmasını, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Maside Ocak ve Gülseren Yoleri kararları uygulanana kadar her hafta sürdürmeyi planlıyoruz.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, AYM’nin Maside Ocak kararının ardından ilk kez 8 Nisan 2023 tarihindeki 941. hafta buluşması için Galatasaray Meydanı’na çıkmak isterken polis tarafından engellenerek gözaltına alındı. O haftadan bu yana 13 Mayıs Cumartesi günü hariç her cumartesi, barışçıl eylemlerini gerçekleştirmek için Galatasaray Meydanı’na çıkmaya çalışan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 4 Kasım 2023 tarihine denk gelen 971. hafta buluşmasında da güvenlik çemberine alınarak fiilen engellenseler de ilk kez gözaltına alınmadılar. 11 Kasım 2023 tarihine denk gelen 972. hafta buluşmasından itibaren ise 10 kişiyle kısıtlı kaldığı sürece Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması okumalarına izin veriliyor.

Gözaltı uygulaması olmasa dahi idari taciz devam ediyor

4 Mayıs günü düzenlenen 997. hafta buluşmasında da Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik bir polis müdahalesi gerçekleşmese de gözlemci kurumlar olarak halen AYM kararlarının uygulandığını söylemenin mümkün olmadığını tespit ettik. Basın açıklamasına katılacak kişi sayısının 10 ile sınırlandırılmasının ve açıklamanın polis memurları tarafından kayıt altına alınmasının fotoğraflanmasının Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın ve insan hakları savunucularının toplanma özgürlüklerini kullanmaları üzerinde caydırıcı bir etki yaratabileceğini, bu caydırıcı etkinin de kendi başına toplanma özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğunu hatırlatmak isteriz.

► Gözlem raporunu okumak için tıklayınız.